21 Şubat 2025 Cuma

Ruhun Ölümsüzlüğü ve Yapay Zeka: Geleceğin Ufukları

 

Ruhun Ölümsüzlüğü ve Yapay Zeka: Geleceğin Ufukları


Beni sürekli meşgul eden konuların başında ruh ve onun ölümsüzlüğü gelir. Bu konuda "Ruh ve Beden" isimli bir makalem de bulunmaktadır ve bu yazıda ele aldığım temel düşüncelerle birlikte, yeni gelişen teknoloji ve yapay zeka çerçevesinde ruhun varlığını sorgulamaya devam etmek istiyorum.

Ruh ve Bedenin Etkileşimi

Birçok inanç sistemine göre beden ölümlü, ruh ise ölümsüzdür. Hayat boyunca beden ruhu taşır ve ona deneyimler kazandırır. Gençlikte bedenin dinç ve enerjik olması, ruhun hayallerini ve isteklerini yerine getirmesine imkan tanır. Ancak yaşlandıkça bedenin gücü azalır ve ruhun bu bedene sığmayacak kadar büyük bir varlık olduğu fark edilir. Beden yoruldukça ruh, onun tutsağı gibi hissedilir.

Yahya Kemal Beyatlı'nın "Rindlerin Akşamı" şiirinde de bu gerçek dile getirilir:

"Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç;
Bu son fısıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!

Bu dizede bedenin yıpranmasıyla ruhun yeni bir boyuta geçmesi gerektiği anlatılır. Yaşanmış deneyimlerin ardından ruh, kendi özgürlüğünü aramaya başlar ve yeni bir varoluş biçimi arayışına girer.

Bilim, Teknoloji ve Ruhun Geleceği

Son yıllarda bilgi teknolojilerindeki büyük ilerlemeler, ruhun ölümsüzlüğü konusundaki düşüncelerimi yeniden gözden geçirmeme sebep oldu. Ray Kurzweil ve Yuval Noah Harari gibi fütüristler, insan bilincinin dijital ortama taşınabileceği fikrini ileri sürmektedir. Elon Musk'ın Neuralink projesi de bu girişimlerin bir uzantısıdır.

Eğer bir gün ruhun kodları çözülebilir ve bilinç dijital ortama aktarılabilirse, ölümsüz bir varlık yaratılabilir mi? Nanoteknoloji ve yapay zeka desteğiyle, belki de ruh bir robota veya dijital bir ortama yüklenerek varlığını sürekli kılabilir.

Ancak burada sorulması gereken kritik sorular bulunmaktadır:

  • Bilincin dijital ortama aktarılması gerçek bir benlik yaratır mı?
  • Dijital bir ruh, insan bilincinin aynısı mı olur, yoksa sadece bir kopyası mıdır?
  • Eğer ruh enerjisel bir varlıksa, fizik kuralları çerçevesinde evrende varlığını sürekli kılabilir mi?

Ruh ve Yapay Zeka: Birleşebilir mi?

Gelecekte yapay zekanın bilince sahip olup olmayacağı konusu da tartışmalara açıktır. Eğer yapay zeka, insan bilincine benzer bir bilinç geliştirirse, ruh ve makine arasında bir iş birliği mümkün olabilir mi? Bu, sadece bilimsel değil, aynı zamanda etik ve felsefi soruları da beraberinde getirir:

  • Ruh ve yapay zeka ortak bir varlık yaratabilir mi?
  • Yapay zeka, ruhun taşıyıcısı olabilir mi?
  • Eğer ruh dijital bir formata aktarılırsa, bireysel kimlik kaybolur mu?

Bu sorular henüz yanıtlanmaktan uzak olsa da, bilimsel ilerlemeler bu tartışmayı gün geçtikçe daha gerçekçi hale getirmektedir.

Sonuç

Ruhun ölümsüzlüğü, insanlığın var oluşundan bu yana en büyük bilmecelerden biri olmuştur. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, ruhun yeni bir varoluş biçimine geçme ihtimali giderek daha fazla tartışılır hale gelmektedir. Belki de gelecekte insan ve yapay zeka arasındaki entegrasyon, ruhun dijital bir forma evrilmesini sağlayacak ve ölümsüzlük yeni bir anlam kazanacaktır.

Ancak buradaki en büyük soru şudur: Bu gerçek bir ölümsüzlük mü olacak, yoksa sadece bir simülasyon mu? Bu sorunun cevabı, bilimin, felsefenin ve teknolojinin bir arada gelişmesiyle ortaya çıkacaktır.

Gelecekte insanlık, ruhun evrende sürekli var olup olamayacağını gözlemleyecek ve belki de bu bilinmezliği aydınlatacaktır.

 

19 Şubat 2025 Çarşamba

2023 YILINDAN GERİYE AKLIMDA KALANLAR

 

 Genelde günlük veya not tutma gibi bir alışkanlığım olmadı. Bu çok kötü. Bu fırsatı kaçırmış olan benim pişmanlığımı görmeniz gerekir. Bakın lütfen unutmayın, hayat hayaller ve anılar bütünüdür. Gençken hayaller ağır basarken, yaş ilerlediğinde anılar paha biçilmez oluyor. Lütfen not tutma alışkanlığını çocuklarınıza ve torunlarınıza da aşılamaya çalışın. Bu bizim millet olarak zayıflığımızdır.

Evet, artık yaşlıyım, genellikle anılarımla mutlu oluyorum. Hala mesleğim ve ilgi duyduğum alanlarda Google'da gezinmeyi çok seviyorum ve genellikle zamanımı bu aktiviteler dolduruyor.

 geriye dönüp  2023 yılını düşündüğümde,  kaynak olarak Facebook'taki ve Twitter'daki notlarımı ve yazılarıma bakacağım. Onlar benim artık not defterlerim.

 Aile hayatımdı bir değişiklik yok. Zaten küçük bir aileyiz. En gencimiz torunum İpek, o da Chicago’daki doktorasını bitirdi ve şimdi eşi ile birlikte Amerika’da çalışıyorlar. .Özden ve ben artık arabaya atlayıp değişik bir yerlere gitmeyi, karavan hayali kurmayı veya Kaz Dağları'nda bir Çiftlik alma hayalini dahi geride bıraktık. Ne yazık ki, bu duygular az da olsa hayatı gölgeliyor ve hep şunu hatırlatıyor. Unutma, sen artık yaşlı gurubundansın ve hayalleri gençlere bırakma zamanın geldi. Oğlum Tardu ve kızım Oya artık Ayvalıklı oldular. Keremköy, bugünkü ismi ile sosyetik köy’deki Çiftlik evinde iki köpekleri ile birlikte mutlu hayatlarına devam ediyorlar.

 Biz 2023 yılında klan Yaylası'nda aldığımız Yayla evinde yaz aylarına geçirdik. Yaz sonunda Adana'ya döndüğümüzde bir ay süresince inanılmaz sıcaklar yaşadık ve erken döndüğümüze pişman oldum

Ulukışla'ya bağlı olan klan Köyü 1500 ile 1600 metre irtifada güneyi Toroslarla kaplanmış yeşil serin harika bir yerleşke. Biz 3 yıldır bu Yayla evine gidiyoruz ve Kılan zaman gittikçe popülaritesini artırmaya başladı.

 Sağlık açısından Özden ve ben de büyük bir sorun yok, tansiyonlarımız bir süre bizi rahatsız etti ama şimdi onun da tedavisini öğrendik ve rahatız.

 Fizik olarak Herhangi bir sorunum yok Ancak gerek son yıllarda gittikçe etkisini arttıran sarı leke hastalığı görmemdeki sorunlar ve Almanya'da beni yakalayıp bugüne kadar hayatıma bir parçası olan Vertigo sorunları  maalesef hayatımı kısıtlıyor ve araç kullanmamı engelliyor. Ama ben hala Adana klan gibi mesafeleri gidebiliyorum. Ayrıca gözlerim her gün dostum Google ile muhabbetime izin veriyor. Bunun için de şükrediyorum.

Özden'in hobisi reçel yapmak. Gerçekten çok değişik ve güzel reçeller yapıyor. Bu yıl sürpriz olarak Turşu da yaptı. Ben bayılarak sıkça tüketiyorum.

 Yayladaki bir dönümlük bahçemizde oldukça fazla meyve var. Genellikle bu meyvelerden reçellerimizi yapıyoruz. Ben bazen pestilde yapıyorum.

Google'da çağımızın gereği ve altyapısını oluşturan Biyoteknoloji ve yazılım teknolojileri ve bunların tarıma olan etkileri üzerinde yayımlanan makaleleri takip ediyorum.

 Hayatımın Büyük bir kısmı turunçgil tarımı üzerindeki çalışmalar ile geçtiği için turunçgiller daima araştırdığım konular arasında yer alıyor.

Iklim krizi uzun yıllardan beri ilgimi çeken konuların başında geliyor. Gerek  yüksek sıcaklıklar, normal olmayan yağışlar, kuraklık gibi meteorolojik sorunlar Ve bunlara paralel biyoçeşitlilik, genetik konusunda genellikle nükleik asit ve protein mühendisliği üzerinde yapılanlar özellikle son yıllarda sentetik biyolojideki inanılmaz atılımlar yanında sensörler yazılım teknolojileri konusunda akıllı zeka gibi konular beni hala heyecanlandırıyor ve bunların bir kısmını da Facebook'ta dostlarımla paylaşıyorum.

Biraz yaşamsal olsun diye gıdalar özellikle hücre bazlı inkübatörlerde yetiştirilen et ve benzeri ürünler, bazı besinlerin sağlığımıza olan etkileri, bunların yanında vitaminler ve mineraller konusunda rastladığım ilginç ve bilgi verebilecek genellikle üniversite kaynaklı konuları ufak makaleler halinde yayımlıyorum.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri  genellikle iklim konusundaki çok çarpıcı fikirlerini paylaşmayı seviyorum.

2023 Ocak ayında tarımsal eğitimin 110. Yıl dönümü için Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesinde çağrılı bir tebliğ verdim. Konu olarak da 21. asırda tarımsal eğitimi başlık olarak aldım.

Özellikle yukarıda saydığım konularda THE Guardian gazetesindeki yayımlanan makaleler Çok ilgimi çekiyor ve bunların bazılarını paylaşıyorum .

Singulity hUp’ta  yayımlanan gelecekle ilgili  bulguları ve bu konuda bir araya gelen startup firmalarını duyurmak da bana, bir şekilde takip edenlere,  geleceğin Kapısını açmak gibi önemli bir görev veriyor.

Genetik mühendisliği alanında genetiği değiştirilmiş organizmalar yanında genetiği düzenlenmiş canlıların büyük bir önem kazanması ve gerek tıp gerekse tarımda CRSPR  yönteminin içerdiği potansiyeli ortaya konan makaleleri basitleştirerek bilgi halinde sunmaya çalışıyorum.

Diğer İlgilendiğin bir konuda Dünya popülasyonundaki inanılmaz artış ve bunun ortaya koyduğu sorunlar.

 Zannederim en önemli Konu başlığı bilim ve teknoloji asrı olarak isimlendirilen 21. yüzyılda gelişmelerin bize sunduğu kolaylıklar,  bunun yanında içerdiği potansiyel tehlike insanoğlu maalesef çığır açan buluşlarını çok da olumlu yollarda kullanmadı bu algının kamuoyunda batıdaki aydınlar gibi bizde de yer alması ve tartışılması büyük arzum. ama bu konuda herhangi bir gelişmenin olmaması üniversitelerimizin kalite bakımından yeterli olmayışı beni ülkemin geleceği için karamsar yapıyor.

Son olarak yazımı zeytin ve zeytinyağını eklemek isterim. Benim çocukluğumdan beri içinde bulunduğum bu iki ürün hayatında önemli bir role sahiptir. Hatta 2010 yılında Özden ile karar vererek Ayvalık'a yerleştiğimizde,  zeytin tarımına başlamıştım. Bu işe  şimdi oğlun devam ediyor. Ama gerek iklim, gerekse zeytin tarımındaki güçlükler maalesef bu konuda büyük sorunları karşımıza çıkarıyor.

 Beni mutlu eden son olay çalışma hayatım esnasında genç arkadaşlarımızla bir öngörüde bulunmuştuk. Sofralık narenciye üretiminde İspanya rakipsizdi ve biz 1980 yılında turunçgillerle ilgilenmeye başladığımızda üretimimiz İspanya'nın dörtte biri kadardı, fakat Doğu  Akdeniz bölgesinde potansiyelimiz harikaydı. ve biz 15-20 yıl içinde İspanya üretimini yakalayabileceğimizi öngörmüştük. Evet bu öngörü  2023'te gerçekleşti. Hatta İspanya'yı geçerek Kuzey yarım kürede, ülkemiz 1. odu. Fakat maalesef Pazarlama alanındaki olumsuzluklar, belki de yetersizlikler, bu başarının büyük bir keyifle yaşanmasını izin vermedi.